Elektrikli Araçlara Özel Yağ ve Soğutma Sıvıları: Total EV Fluids

Total, elektrikli araçlara özel yağlama ve soğutma sıvıları ile gelişen EV pazarının çeşitlenmesine katkıda bulunuyor

Total, elektrikli araçlara özel yağlama ve soğutma sıvıları ile gelişen EV pazarının çeşitlenmesine katkıda bulunuyor. Total’in elektrikli araçlara özel olarak sunduğu yeni EV Fluids ürün serisini, Total Turkey Pazarlama Teknik Servisler Müdürü Özgecan Çakıcı’dan dinledik.

Elektrikli araçların içten yanmalı motor taşıyan arabalara göre öne çıkan avantajlarından biri de daha az bakım gerektirmeleri. Peki, bu bakım işlemi tam olarak neleri kapsıyor? Düzenli olarak değişim gerektiren ne gibi yağ/sıvılar bulunuyor?

Elektrikli araçlar, içten yanmalı motorlara göre daha basit bir yapıya sahip. Motorda hareket eden parça sayısı daha az olduğu için aşınma ve yıpranma da daha az. Bu sebeple bakım ve onarımı da kolay. Belli periyotlarda yaptırılacak bakımlarda lastiklerin kontrol edilmesi, fren sisteminin elden geçirilmesi, motorun performansının ölçülmesi, bataryaların verimliliğinin ve yıpranma payının tespit edilmesi gerekiyor. Bakım sırasında elektrikli araç sıvılarının değişimine gerek duyulmuyor. Elektrikli araç sıvıları, aracın üretiminde fabrikada konuluyor ve herhangi bir arıza, sızıntı, mekanik problem olmadıkça değişim ihtiyacı olmuyor. Ancak bataryaların aşırı ısınmasını önlemek için sistemde dolaşan soğutucu sıvı ve fren sıvısının kontrolünün rutin olarak yapılması, değiştirilmesi gerekiyorsa ihmal edilmemesi önemli.

EV Fluids ürün serisi nasıl bir ihtiyacın sonucu olarak doğdu ve Ar-Ge’den üretime, ne kadar bir süre içinde geçildi?

Total olarak müşterilerimizin özel ihtiyaçlarını karşılayan, araç ve ekipmanların en verimli şekilde işletim ve bakımını garanti eden özel çözümler geliştirmek için araç üreticileriyle çok yakın iş birliği içinde çalışıyoruz. Motor yağı, şanzıman yağı gibi yağlama ürünleri şimdiye kadar hibrit ve elektrikli araç tasarımında bir endişe kaynağı değildi ancak bugün üreticiler değişen gereksinimleri karşılamalarına yardımcı olacak yeni ürünler, ilave fonksiyonları olan ürünler arıyor. Bu ürünler elektrikli motorlar, yeni tip güç aktarma organları ve şanzımanlarının sadece yağlanması ve soğutulması için değil aynı zamanda aracın aküsü ve güç elektronik sistemlerinin sıcaklığını düzenlemek için de gerekli. Bu nedenle EV Fluids ürün serimiz için kapsamlı bir Ar-Ge çalışması yürüttük. Elektrikli araç teknolojisinin tüm ihtiyaçlarına yanıt veren ürün yelpazesine sahibiz. Geliştirdiğimiz yenilikçi soğutma ve yağlama ürün serisi ile pazara öncülük ediyoruz. Binek ve hafif ticari araçlar için TOTAL QUARTZ EV Fluid ve arazi araçları, elektrikli otobüsler ve diğer elektrikli ağır ticari araçlar için TOTAL RUBIA EV Fluid olmak üzere iki ürün serisi bulunuyor. Bu iki ürün serisi, şarj etme, depolama ve filo yönetimi için hâlihazırda sunulan çok çeşitli ürün ve hizmetlere ek olarak pazarın en yeni nesil segmentinde önemli bir yer alıyor. Araçlar üretim hattından çıkmadan önce dolumu yapılan yüksek performanslı sıvılar, araçlara servis ömürleri boyunca eşlik ediyor. Önümüzdeki yıllar içinde yeni nesil versiyonlarını da geliştireceğiz.

EV Fluids ürün gamındaki ürünlerin bu pazardaki diğer alternatiflere oranla öne çıkan özellikleri nelerdir?

Total Madeni Yağlar olarak EV Fluids ürün gamımızdaki özel yağlama ve soğutma sıvılarını elektrikli ve hibrit araçların gerektirdiği dört önemli konuya odaklanarak geliştirdik. Bunlardan ilki yalıtkanlık özelliği. Yalıtkanlık, elektrik akımı ile yapılan herhangi bir kullanım için emniyet açısından önemli bir gereklilik. İkinci sırada ise elektrikli motorlarda bakır bobinlerin korozyona uğramasını önlemek ve polimer kaplamaları korumak için yeni elektrikli araç malzemelerinin kullanım şartlarına uygunluk geliyor. Üçüncüsü ısınma… Elektrikli modellerde yüksek hızlanmalarda veya hızlı şarj esnasında ısının hızlıca tahliyesi sağlanıyor ve akülerin ısınması önleniyor. Dördüncüsü, mekanik bileşenleri korumak, daha az sürtünme sağlamak ve araçların uzun süre verimli çalışması için gereken transmisyon ve diğer aksamların yağlanması.

Türkiye’deki elektrikli araç pazarının geleceğini nasıl görüyorsunuz? Sizce altyapının hazırlanması için ne gibi politika ve yönlendirmelere ihtiyaç var?

Pandemiyle gelen değişimi aslında son yıllarda hep beraber tecrübe ediyoruz. Bu değişim sonucu maruz kaldığımız çevresel etkiler ve bunların da sonucunda ortaya çıkan yasal düzenlemeler, otomotiv endüstrisini sürekli yenilikler yapmaya, aynı zamanda da kalite ve performans için kullanıcı beklentilerine cevap vermeye zorluyor. Elektrikli otomotiv teknolojisi de yaşanan bu dönüşümün ana gövdesi… Sektördeki en büyük pay içten yanmalı motorlu araçlarda olsa da elektrikli ve hibrit araçlara talep her geçen gün artıyor. Dünya çapında karbon emisyonlarının azaltılmasına yönelik alınan kararlar, Covid-19 pandemisi de elektrikli ve hibrit araçların geleceğinde büyük rol oynuyor. Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı’nın (IRENA) raporuna göre, dünyada 2019 sonu itibarıyla 8 milyon elektrikli araç bulunuyor. Bu sayının 2050 yılına kadar 1 milyar 100 milyona ulaşması bekleniyor. Otomotiv Distribütörleri Derneği’nin verilerine göre, 2020 yılında 23 bin 116 adet elektrikli ve hibrit otomobil satıldı. Avrupa’ya baktığımızda, 2018 yılında 200 bin adet şarj noktası var. Elektrikli araç pazarındaki beklentileri göz önüne alırsak Avrupa, altyapısı en seyrek bölge. Türkiye otomotiv ihracatının yüzde 78,4’ünü Avrupa’ya yapıyor. Yani Avrupa otomotiv pazar trendi Türkiye’deki üreticiler için de itici güç oluyor ve doğrudan olmasa da Türkiye pazarını etkiliyor. Türkiye’deki yollarda şu anda yaklaşık 1.500 adet elektrikli otomobile karşılık İstanbul Ticaret Odası’nın verilerine göre 81 ilin 60’ında 2 bin civarında şarj soketi mevcut. Yine İTO’nun verilerine göre 2030 yılında Türkiye’de yollardaki elektrikli araç sayısının 2 milyon 200 bin olması bekleniyor. SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi’nin raporuna göre 2030 yılında elektrikli araç şarj noktalarında orta performanslı büyümede rakamın 781 bin, yüksek performanslı büyümede ise 1 milyon 939 bin olacağı öngörülüyor. Buna göre, elektrik şebekesinin bu kapasitede gerekli şarj istasyonlarını kaldırabilmesi için 10 yılda 3 milyar dolar yatırım yapılması gerekliliği doğuyor. Belediyeler, dağıtım şirketleri ve elektrikli araç şarjı pazarındaki firmaların yapması gereken yatırımlar bunlar. Bunun 2 milyar dolarlık kısmını dağıtım şirketlerinin yapacağı yatırımlar oluşturuyor.

EV altyapısının gelişmesi için Total’in Avrupa’daki bazı çalışmalara öncülük ettiğini biliyoruz. Türkiye için de benzer iştirakler beklenebilir mi?

Total olarak amacımız, daha iyi enerji misyonu ile hareket ederek, çağın değişen ihtiyaçlarına adapte olup, bugün olduğu gibi ileride de ihtiyaçları en iyi şekilde karşılayan bir çözüm ortağı olmak. Hedefimiz, elektro-mobilitede en üst seviye oyuncu olmak. Bunun için 2018 Eylül ayında G2Mobility şirketini satın aldık. Temmuz 2019’da Avrupa’daki istasyon ağımızda ilk yüksek güçlü şarj noktalarımızı kurmaya başladık ve devamında Amsterdam Metropol Bölgesi ihalesini kazandık.

Total ve iştiraklerinde hâlihazırda mevcut olan çok çeşitli elektrikli mobilite çözümleri ek olarak şunları içeriyor:

  • Batı Avrupa’da her 150 km’de bir olmak üzere 300 akaryakıt istasyonunda 1.000 yüksek güçlü (150 kW) şarj noktasını içermesi planlanan bir şarj noktası ağı
  • Profesyonel sürücülere TOTAL GR Card aracılığıyla Avrupa genelinde on binlerce halka açık şarj noktasına erişim hizmeti
  • Fransa’da, G2Mobility tarafından yönetilen ve bölgesel otoritelerin yanı sıra işletmeler ve şirketlerin hizmetine sunulan 10 bin şarj noktası
  • Fransa’da bulunan Direct Energie ve Total Spring’in yanı sıra Belçika’daki Lampiris’den elektrik şarj çözümleri ve elektrik tedarik hizmetleri ile birlikte özel kullanım çözümleri

Geçen yıl Fransız otomotiv üreticisi PSA ile elektrikli araçlarda kullanılmak üzere batarya üretimi konusunda da iş birliği yaptık.

Automotiv Cells Company (ACC) isimli ortak girişimimiz kapsamında Fransa ve Almanya’da birer fabrika kurulacak. 2023 yılında faaliyete geçmesi beklenen fabrikalarda yılda 1 milyon üretim kapasitesine ulaşılması hedefleniyor. PSA bünyesinde Peugeot, Citroen, DS, Opel gibi markalar bulunuyor. Fiat Chrysler Automobiles (FCA) ile birleşme anlaşması imzalayan şirket, birleşmenin tamamlanmasının ardından kurulacak ‘Stellantis’ isimli yeni şirket bünyesine geçecek. İki grubun birleşmesi dünyanın dördüncü büyük otomotiv üreticisini ortaya çıkaracak. Türkiye’de de bu tutkumuzu daha büyük ölçeğe taşıyacak iş birliklerini hayata geçirebilmeyi umuyoruz.

Sürdürülebilirlik odaklı Ar-Ge çalışmalarının Total için önemi nedir? Kısa veya uzun vadede bu alanda ne gibi çalışmalarınız var?

Total olarak dünyamıza değer veriyoruz. Daha az emisyonla daha fazla enerji sağlamayı taahhüt ediyoruz. Geçen yıl Total grubu 2050 yılına kadar net sıfır emisyona ulaşma hedefi koydu. Biz de Total Madeni Yağlar olarak her zaman daha temiz enerji kaynaklarına yöneliyor ve ürün yelpazemizi buna göre şekillendiriyoruz. Sera gazı emisyonunu azaltmak, çevrede bıraktığımız izleri değerlendirmek ve azaltmak ve enerji verimliliğini artırmak adına düşük emisyon özellikli LowSAPS motor yağlarımız ve FE (Fuel Economy) özellikli yakıt ekonomisi yapan motor yağlarımız ile katkıda bulunuyoruz. Motor yağlarımız benzer rakip ürünlere kıyasla daha az hava kirliliğine neden oluyor.

Ürünlerimiz ayrıca yakıt verimliliğini artırarak çevreye de katkı sağlıyor. Bu durum araçların fosil yakıt tüketimini ve karbon ayak izini de azaltıyor. Elektrikli ve hibrit araçlar için sunduğumuz ürün serisi de, Total İklim Stratejisi ve Total’in müşterilerine sunduğu enerji ürünlerinin karbon ayak izini azaltma vizyonuyla da uyumlu. Güvenilir ve temiz enerji için kısa ve uzun vadeli çalışmalarımız devam ediyor.

 

Bunları da beğenebilirsin