Avrupa batarya üretim sektöründeki büyümeyi nasıl sermayeye çevirebilir?
Bataryalar, modern toplumun önemli bir parçası ve geleceğe hazır ekonomilerde hareket etme, elektrik kaynaklarına ulaşma ve iletişim şekillerimiz kökten şekilde değişiyor. Küresel batarya sektörü büyüdükçe Avrupa hızla büyüyen bu pazarda lider oyunculardan biri olabilmek için çok iyi konumlanmış durumda.
Pazarda potansiyel olduğu aşikar ancak Avrupa geçmişte değer zincirinin önemli parçalarını dünyanın diğer bölgelerine outsource ederek bu potansiyelden yeterince faydalanmadı. Şu anda AB lityum-iyon hücre üretiminin küreseldeki payı yüzde 3 bile değil.
Bu muazzam büyüme fırsatını sermayeye dönüştürmek için kıtanın mevcut üretim operasyonlarının sağladığı muazzam imkanları, köklü tedarik zincirini ve yeşil inovasyon know-how’ını incelemek gerekiyor.
RECHARGE’daki birçok hedefimizden biri de bu büyüme potansiyelini beslemektir. Gelişmiş yeniden şarj edilebilir lityum batarya teknolojilerinde faaliyet gösteren sektörel bir dernek olarak, bu sektörün karbonsuz mobilite ve enerji üretimine geçişini hızlandırmayı amaçlıyoruz. Ayrıca AB’nin 2050 sıfır karbon hedeflerini, ekonomi, teknoloji ve sürdürülebilirlik alanlarındaki liderlik rolünü destekliyoruz.
Politikalarımız ve araştırmalarımızla bölgenin batarya teknolojileri alanındaki uzun vadeli ilerlemesi için güçlü bir temel oluşturacak ham madde üretiminden hurda yönetimine varan 360 derecelik bir değer zincirini destekliyoruz.
Güçlü yanlarımıza oynuyoruz
Avrupa’nın gelecekteki sektör liderliği için konulacak ilk tuğla, bölgenin sosyo-ekonomik tarihinin ve bugünkü durumunun sağlam ve büyüyen bir ekosistem oluşturulması için nasıl katkı sağladığı konusunda derin bir anlayışa sahip olmaktır. Neyse ki bu bağlamda Avrupa’nın aktarabileceğimiz birçok güçlü yanı var. Bunlardan bazılar şöyle:
• Güçlü fikri mülkiyet (IP)
Sektörde faaliyet gösteren Avrupalı şirketler, yatırım ve ürün geliştirmeye ciddi önem vermiştir, bu da küresel anlamda rekabetçi gücü desteklemektedir.
• Çerçeve mevzuat desteği
Mevcut düzenlemeler uluslararası ve kıtalar arası sektörde insan hakları, sürdürülebilirlik, kurumsal sosyal sorumluluk ve güvenlik anlamında yüksek standartların olmasını sağlamıştır.
• Çeşitli ve yüksek yetkinlikli pazar
Bataryalar, Avrupa ekonomisinin hep çok güçlü olduğu otomotiv ve enerji gibi sektörler için ciddi önem taşıyor. Bu miras alınan yetkinlikler batarya üretimi sektörünün büyümesini de desteklemektedir.
• Köklü tedarik zincirleri
Avrupalı uluslararasındaki mevcut ticari ilişkiler hayli köklüdür ve bu ilişkiler ham madde, parça üretimi ve tüketici ürünlerinin üretimi alanlarında güçlüdür. Avrupa tedarik zincirlerinde doğası gereği düşük taşıma maliyetleri ve karbon emisyonları nedeniyle verim yüksektir.
• İleri görüşlü hükümetler ve sürdürülebilirliği önceliklendiren tüketiciler
Tüketiciler artık satın aldıkları şeyin nereden geldiğini bilmek, kendi etik ve sürdürülebilir prensipleriyle uyumlu olup olmadığından emin olmak istiyor.
Kıtanın Geleceğini Şarja Takmak
Tüm bu özellikler tarihi bağlar ve mevcut trendlere birlikte büyümeyi desteklemesi nedeniyle çok değerlidir. Küresel tedarik zincirleri muhtemelen gelecek yıllarca kayda değer bir değişim geçireceğinden, Avrupa’nın konumunu güçlendirmesi ve uzun vadeli potansiyelini yükseltmesi için bazı spesifik fırsatlar belirledik. RECHARGE olarak biz şunlara odaklanıyoruz:
o IoT, mobilite ve gelişmiş iletişim gibi alanlarda inovasyonu beslemek. Küresel rekabet arttıkça, Avrupa’nın teknoloji tarafında liderlik edebilmesi için fonların korunaklı olması ve sürekli olarak Ar-Ge faaliyetlerini desteklemesi hayati önem taşımaktadır.
o Küresel pazarda rekabet edebilmek için adil koşulları olan bir faaliyet aranı yaratmak. Şu anda Batarya Direktifi (ve ilgili mevzuat dosyalarında) bir revizyon tasarısı yapılması için AB düzenleyicileriyle birlikte çalışıyoruz. Bunun Avrupalı üreticilere rekabet edebilecekleri bir çerçeve sağlamak için hayati önem taşıdığını düşünüyoruz. Direktif kapsamında Avrupa dışından gelen üreticiler de bölgedeki şirketler gibi karbon emisyonları, hurda yönetimi, insan hakları, sosyal haklar ve işçi hakları gibi alanlarda aynı standartlara tabii olacak.
o Sürdürülebilirlik ve geri dönüşümde liderliğe oynamak. Doğal kaynakları maksimize edebilmek için batarya ürünlerinin tam yaşam döngüsünü göz önünde bulunduracak geniş bir bakış açısına sahip olunması hayati önem taşıyor. Bu evrimi yönetebilirsek, materyallerin çevresel ve stratejik tedarik ihtiyaçlar doğrultusunda endüstriyel döngüde kalmasını ve bu materyallerin daha az kullanıldığı daha verimli ve daha yüksek performanslı bataryaların üretiminde kullanılmasını sağlayabiliriz. Bu verim kazanımları sayesinde bataryaların çevresel faydalarını geliştirebiliriz, fosil yakıtlara bağımlılığı azaltarak, ulaşımı azaltarak ve geri dönüşümü iyileştirerek karbon ayak izini azaltabiliriz.
o Ham maddeden hurdaya etik tedarik zincirlerine verilen önemi göstermek. Avrupalı tüketiciler ürünleri nereden aldıkları konusunda giderek daha bilinçli hale geliyor ve üreticilerden daha fazla şeffaflık talep ediyor. Sadece temel materyallerin etik şekilde elde edildiğini değil, batarya ürünlerinin üretiminin de etik şekilde gerçekleştiğini gösterebilmek, Avrupa’nın pazarda ciddi şekilde farklılaşabilmesini sağlayacaktır.
Öncülük etmek
Bu gibi fırsatları değerlendirdiği takdirde Avrupa batarya üretimi pazarı sadece mevcut bölgesel gücünü korumakla kalmaz, küresel anlamda rekabetçi avantajını artırarak daha sürdürülebilir bir gelecek hedeflerinde liderliği de üstlenir. Bu potansiyelin farkına varılması için tedarik zincirleri genelinde işbirliği yapmamız ve kıtanın derin deneyimini ve umut vadeden inovasyon potansiyelini sermayeye dönüştürmemiz gerekmektedir.
Dünyayı daha verimli ve sürdürülebilir bir yer haline getirmek vizyonuna katkı sağlamak ve bu büyüyen ekosistemi inşa edip desteklemek için Rockwell Automation’la çalışacak olmaktan heyecan duyuyoruz.