EL BIRLIĞIYLE ELEKTRIKLI MOBILITEYE DOĞRU!

BEM Alman Federal eMobility Derneği Türkiye Sorumlusu Mustafa Atik, BEM Derneğinin tüm dünyada süren faaliyetlerini aktarıyor.

BEM Alman Federal eMobility Derneği Türkiye Sorumlusu Mustafa Atik, Avrupa öncülüğünde küresel bir akım haline gelen elektrikli mobilite konusunda Türkiye’nin bulunduğu noktayı, atılması gereken adımları ve BEM Derneğinin tüm dünyada süren faaliyetlerini aktarıyor.

BEM Derneği Neden Türkiye’de?

İstatistiklere göre daha fazla soran öğrenci daha başarılı olurmuş. Bütün eğitim hayatımın ve iş hayatımın büyük bir bölümünü Avrupa‘da geçirdim. Eğitimim gereği İngiltere ve Fransa‘da bulunma şansım oldu ancak bana göre elektrikli ulaşım konusunda temel olarak Almanya‘nın tecrübe ve bilgi birikiminden faydalanmalıyız. Tabii ki Almanya‘yı çok iyi tanıdığım için önce Alman şirket ve kurumlarıyla istişare ediyorum. Ama aynı zamanda diğer ülkeler ve ülkemiz arasında köprü görevini üstleniyorum. Ülkemizde her ne kadar TOGG‘un lansmanı sonrası elektrikli ulaşıma daha ılımlı yaklaşılsa da alt yapı olarak gereken hıza ve sonuçlara ulaşamadık. Yasa tasarıları ve teşvik konusunda tüketicinin yüzünü güldüremedik henüz. Dünyada bu sorunları farklı çözen ülkelerin yöntemlerinden esinlenip, kendi ülkemize uyarlayabiliriz. Yurt dışından misafirlerimiz gelsin, bizim başarılarımıza şahit olsunlar. Ama biz de yurt dışını ziyaret edelim, onların yaptıklarından esinlenelim ve gerekirse örnek alalım. Biz bunları dernek olarak Türkiye‘deki yeni üyelerimiz için fuarlarla, çalıştaylarla ve heyet ziyaretleriyle gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. Bu bakımdan derneğimizin Türkiye Ofisi‘nin olması, özellikle bu iki ülke arasında başarılı iş birliklerine vesile olacaktır.

“Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir“ demiş Heraklitos 2500 yıl önce. İçinde bulunduğumuz duruma bakılırsa, sizlere “merhaba“ demek için en yerinde söz buymuş gibi geldi bana. Pandeminin beraberinde getirdiği sıkıntıları hep beraber yaşıyoruz. Yetişkinler ofislerine gidemezken, çocuklarımız okullarından uzak kalıyorlar. Sağlık uzmanları mesafe kurallarına dikkat çekerken, KOBİ‘ler ise tam bu sebepten dolayı işletmelerini kapatıyorlar. Ama krizi fırsata çevirenler de var tabii ki. e-ticaret şirketleri belki de bugüne kadar yapamadıkları ciroları bu dönemde yapmaktalar. Doğru zamanda doğru fikrin tavan yapmasına şahit oluyoruz. Örneğin, beslenme gibi temel ihtiyacımızı karşılıyoruz o şirketler sayesinde. İnsanlığın bir diğer temel hakkı ise temiz hava solumaktır. Temiz hava solumak hayatımızı sağlıklı sürdürmemize yardımcı oluyor. Cıva, kurşun, kadmiyum gibi ağır metallerin bulunmadığı bir havadan bahsediyorum. Ve tabii ki benzin ve dizel kullanan arabaların atmosfere yaydığı karbondioksitten (CO2) arınmış bir havadan bahsediyorum. Peki, havamız ve çevremiz o kadar kirlenmişken, sağlıklı yaşamamızı sağlayan fikirlerin de desteklenmesi gerekmiyor mu? Fikir yine doğru, ama bu sefer doğru zamanı yakalamakta geç kalmak üzereyiz. Büyük resme baktığımızda endüstriyel ve tarımsal faaliyetlerin sonucu olarak atmosferde artan sera gazları küresel ısınmaya yol açıyor. Ancak iklim değişikliğine sebep olan bir başka konu ise fosil yakıt tüketimidir. Yani kömür, doğalgaz ve petrol tüketimi.

İklim değişikliğini azaltmak adına 2016 yılında Birleşmiş Milletler tarafınca “Paris Anlaşması“ adı verilen bir “İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi“ tasarlanıp birçok ülke tarafından imzalanmıştır. Emisyon gazlarının azalmasını hedefleyen bu topluluk, hedefe giden yolda elektrikli ulaşımın vazgeçilmez olduğuna dikkat çekerken, ülkeler elektrikli araçların satışlarına teşvik uygulamalarıyla destekte bulunmuşlardır.

Çin, ABD ve Avrupa bu konuda oldukça yol alsa da ülkemizde düzenlemelerin / yönetmeliklerin yürürlüğe geçmesi biraz zaman alıyor. Ancak ülke olarak ana mantığı benimseyip, gelecek nesillere daha iyi bir dünya bırakmak istediğinizde, bu konular daha hızlı gelişiyor. Gelin size yaklaşık 40 yıl Almanya‘da yaşamış birisi olarak, Almanya‘nın “niş bir sürücüyü“ nasıl “trafo“ haline getirdiğini anlatayım: Sürdürülebilir bir iz bırakabilmek için bilim, ekonomi, siyaset ve medya tarafından aynı dilin konuşulması gerekmektedir. Bilgilendirme el birliğiyle yapıldığında, farkındalığın oluşması fazla zaman almayacaktır. Otomotiv üreticileri, galeriler, benzin istasyonları, elektrik şebekeleri, yol kullanımı, teşvik programları, yeni iş imkânları ve meslek eğitimi derken, herkes ve her şey etkilenecektir, olumlu anlamda tabii ki.

Bu süreci yıllardır takip eden birisi olarak, ben de Almanya‘daki olumlu örnekler ve sonuçların etkisi altında kaldım. Ancak Almanya‘da “elektrikleşmenin” yaygınlaşmasında Avrupa‘nın en büyük elektrikli araçlar derneği olan “BEM German Federal Association for eMobility“nin büyük katkısı vardı ve halen de var. Kendileriyle ortak hedeflerimizin sonucu olarak el sıkıştık ve Şubat ayından itibaren BEM Derneğinin Türkiye Sorumlusu olarak görevime başladım.

Derneğimiz bir taraftan 11 yıldır elektrikli ulaşım alanında faaliyetlerini sürdürürken, öte yandan tüm Almanya eyaletlerinde, temsilciliklerin kurulmasını sağlamıştır. Bunun yanı sıra Türkiye dâhil Çin, Hollanda, İspanya, Fas, Finlandiya ve Slovenya‘da da yurt dışı temsilciliklerimiz kurulmuştur. Brüksel‘de Avrupa Birliği ofisimizin olması, 300‘ü aşkın üyemizi Avrupa ve tüm dünyadaki gelişmelerden ve yeni düzenlemelerden / yönetmeliklerden haberdar etmemize yardımcı oluyor. Günümüzde dijital olsa da eyaletlerde gerçekleşen “jour-fixe” toplantılarına üyelerimizin yanı sıra siyasetçiler, bilim insanları veya medya mensupları katılarak canlı yayınlar ve bilgilendirmeler yapılıyor. Bilgilendirmeler ve yenilikler ayrıca e-bültenler aracılığıyla iletiliyor. Üyelerini fazlasıyla önemseyen derneğimiz pandemi süreci bittiğinde üyeleriyle tekrar yurt dışı ziyaretlerine başlayacaktır. Dünyanın en önemli otomotiv fuarı olan Automechanika ile de partnerlik yapan derneğimiz, ayrıca yıl sonunda İstanbul‘da gerçekleşmesi beklenen fuara da hazırlık yapmakta.

Ülkemizdeki faaliyetlerimiz istişare ederek, el birliğiyle gelişecektir. Yenilikleri ve yenilikçi düşünen şirketleri Gebze Bilişim Vadisi‘ndeki çalışma ortamımıza bekleriz.

Ne hedefliyoruz?

Derneğimiz uzun vadede daha fazla yenilenebilir enerjinin kullanılmasını ve bunun sonucu olarak ulaşımda daha çok elektrikli aracın bulunmasını hedefliyor. Alman Hükümeti ise bu hedefe ortak olarak, elektrikli ulaşımda ana sunucu olarak ana pazarı oluşturmayı hedeflemekte.

Derneğimiz elektrikli ulaşımın yaygınlaşması ve sürdürülebilir bir gelecek modeli olabilmesi için yasa tasarılarının çerçevelerini hazırlıyor. Tasarılar yürürlüğe girdiğinde ise tüm oyuncuların eşit haklara sahip olması öngörülüyor. Bu eşitliği sağlamak için ise daha önce bahsettiğim gibi ekonomi, siyaset ve medya mensuplarının bir araya gelmesini sağlıyoruz. İstişare sonrası oluşan algı ise elektrikli ulaşımın altyapısını destekliyor. Toplumlar günümüzde sosyal ve ekolojik sorumluklarının farkında olduğundan, derneğimiz bu farkındalığın sayesinde elektrikli ulaşımın büyüleyici sonuçlarını insanların günlük hayatına entegre etmeyi hedefliyor.

Elektrikli ulaşımın daha fazla kabul görmesi ve pazarda vazgeçilmez olabilmesi için el birliğiyle çalışmamız gerekmekte. “Yeni Mobilite“ dediğimiz bu oluşumun ancak bu yolla, alternatif bir ulaşım olduğunu kabul ettirebiliriz.

Mustafa Atik 1973 Yalova doğumlu Mainz Üniversitesi, İngiliz ve Fransız dili edebiyatı mezunu (Almanya) Gazetecilik eğitimi (Almanya) İngilizce, Fransızca, Almanca ve Türkçe konuşuyor Almanya da: T-Online/ Türkçe siteleri yönetimi (Alman Telekom) Sat 1 TV/ Kanalı Otomotiv Testleri Programları TGRT Avrupa Genel Sekreteri Digitürk,Türkcell, Dünyagöz altyapı hizmetleri  Media Markt/ Türkiye ve Doğu Almanya Reklam Kampanyalarından sorumlu

Türkiye‘de: Solarex Güneş Enerjisi Fuarı Genel Müdürü, Genius Steps Otomotiv Teknolojileri Sahibi/ Bilişim Vadisi

Bunları da beğenebilirsin