Schneider Electric Kanal Müdür Yardımcı Sayın Alişan Çapan ile röportaj
Schneider Electric Türkiye, Orta Asya ve Pakistan Bölgesi Kanal Genel Müdür Yardımcı Sayın Alişan Çapan ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. Çapan, Schneider Electric Türkiye’nin yeni projeleri ve çalışmaları ile ilgili önemli bilgiler verdi.
Kısaca kendinizden, eğitiminizden ve sektördeki profesyonel özgeçmişinizden bahsedebilir misiniz?
Kocaeli Üniversitesi Elektrik Mühendisliği Bölümü’nde lisans eğitimi aldım. Yüksek lisans eğitimimi Galatasaray Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü’nde yaptım. Daha sonra Koç Üniversitesi Executive MBA programını tamamlayarak, çalışma hayatına 2006 yılında başladım. 17 yıldır enerji yönetimi alanında çalışıyorum. Kanada ve Fransa’da farklı görevler üstlendim. Üretim, Tedarik Zinciri Yönetimi, Kalite Yönetimi, Satış ve Pazarlama alanlarında görev aldım. 2017 yılından bu yana Schneider Electric’te enerji yönetimi ve dijital dönüşüm alanlarındaki gelişimde rol alıyorum.
Schneider Electric’in kuruluşundan ve gelişim sürecinden bahsedebilir misiniz?
Schneider Electric olarak, 186 yıllık köklü tecrübemiz ve yaklaşık 135 binden fazla çalışanımızla 100’ü aşkın ülkede enerjinin güvenli, güvenilir, verimli ve çevreci bir şekilde yönetilmesinde aktif rol oynuyoruz. Endüstrileşme, şehirleşme ve dijitalleşme trendlerine paralel olarak artan enerji ihtiyacına cevap verebilmek amacıyla yazılım tabanlı, akıllı çözümler geliştiriyoruz. Türkiye’de ise Manisa ve Sancaktepe’de bulunan 2 üretim tesisimiz, 1500’ün üzerinde çalışanımız ve 200’e yakın yerel iş ortağımız ile faaliyet gösteriyoruz.
Sektöre sunduğunuz ürün ve hizmetlerden bahsedebilir misiniz?
Schneider Electric olarak akıllı binalar ve şehirlerin inşasından e-mobiliteye, yeni nesil endüstriyel operasyonlardan ekosistemlerin inşasına her alanda enerji ve dijitalleşme odağında öncü çalışmalar gerçekleştiriyoruz. EcoStruxure mimarisi adını verdiğimiz bina, veri merkezi, endüstri ve altyapı sektörlerine sunduğumuz enerji verimliliği çözümlerimiz sayesinde ülkemiz enerji kaynaklarının etkin ve verimli kullanımına 35 yıldır katkıda bulunuyoruz. Gerçekleştirdiğimiz üretimi yaklaşık olarak 80 ülkeye ihraç ederek Türkiye’nin gelişimi ve kalkınmasında önemli bir rol oynuyoruz. Aynı zamanda Schneider Electric Manisa Fabrikamız, akıllı fabrika olma koşullarını en iyi şekilde yerine getirerek hem ürün hem de ekipman aktivitesi bazında Avrupa’daki ETO (Engineering to Order) klasmanında ilk Akıllı Fabrika unvanına sahip üretim tesisidir.
Grid to Prosumer (Şebekeden Üreten Tüketiciye) yaklaşımınızdan ve bu kapsamda sektöre sunduğunuz yeniliklerden bahsedebilir misiniz?
Önümüzdeki dönemde biz enerji dağıtım şirketlerinin rollerinin bir GSM operatörü gibi dönüşüme uğrayacağını öngörüyoruz. Öncelikle ‘consumer’ yani tüketici teriminin ‘prosumer’a dönüşeceğine, üretimi ve tüketimi beraber yapan müşteriler oluşacağına ve bu müşterilerin iki yönlü gerek ürettikleri enerjiyi diğer paydaşlarla paylaşan gerekse ihtiyaç duydukları enerjiyi tüketen yeni bir forma bürüneceklerine inanıyoruz. Bu doğrultuda geliştirdiğimiz Schneider Home, ev sahiplerine enerji üretimini, depolanmasını, ölçümünü ve kontrolünü otomatikleştirerek evleri verimli, dayanıklı ve sürdürülebilir hale getiriyor. Kullanımı kolay tek bir uygulama tarafından kontrol edilen bu entegre ev enerji yönetimi çözümü ile enerji bağımsızlığına hizmet ediyoruz.
Benzer şekilde enerji hizmeti sunan şirketler de karmaşık şebeke, güç üretimi ve enerji geçiş zorluklarıyla karşı karşıyalar. Bu nedenle, çevik dağıtımlarla hızlı inovasyon sağlamaya ihtiyaç duyuyorlar. Bu adımlar aynı zamanda uzun vadeli vizyonlar için temel oluşturuyor. Aşamalı bir yaklaşımın benimsenmesi, çözümlerin tek seferde sistem genelinde devreye alınması yerine, başlangıçta en acil müşteri ihtiyaçlarına ve şebeke konumlarına odaklanarak altyapı şirketlerinin zaman içinde ölçeklenmesine olanak tanıyor.
Bu doğrultuda geliştirdiğimiz ‘Şebekeden Üreten Tüketiciye’ yaklaşımı, kurumsal teknoloji ve iş süreçlerinde dağıtılmış enerji kaynağı (DER) yönetimi ihtiyaçlarını ele alıyor. Bu kapsamda biz aşamalı bir ilerleme modelini benimsiyoruz. Bu yolculuk modelleme ve simülasyon ile başlıyor; ardından kademeli olarak durumsal farkındalık, basitleştirilmiş optimizasyon, gelişmiş optimizasyon ve pazar entegrasyonuna doğru ilerleniyor.
EcoStruxure™ Grid markanız ile ilgili bilgi verebilir misiniz? Pazar payı beklentileriniz ve markanın geleceği ile ilgili öngörüleriniz nelerdir?
Biz bu bahsettiğim dönüşüm doğrultusunda, modernleşmek isteyen küçük ve orta ölçekli şirket ve kurumlar da dahil olmak üzere şebeke operatörlerinin mevcut ve gelecekteki zorluklarını ele almak için ‘Bir Hizmet Olarak Şebeke Operasyonları Platformu’nu oluşturduk. Bu kapsamda sunduğumuz EcoStruxure™ Grid Operation ise Microsoft’un Azure altyapısında barındırılan, bulutta konuşlandırılabilir bir çözüm olarak sektörde yeni bir ilki temsil ediyor. Kesinti yönetimine yönelik bu çevik yaklaşımla şebeke operatörleri, IT altyapısını sürdürmek ve güncellemek yerine temel iş stratejilerine odaklanabiliyor.
Bununla birlikte mevcut enerji ortamında, trafoların oynadığı temel rolün bilinciyle, daha yüksek yatırım getirisi için kurulumu kolay bir izleme çözümü olan EcoStruxure Transformer Expert’i de sektöre sunuyoruz. Üreticiden bağımsız olarak her yaştaki yağlı trafolarda kullanılabilen bu teknoloji, yağ trafolarına yönelik IoT sensörleri ve yazılım analitiğini içeriyor. Veriye dayalı kararlar ve optimizasyon sağlamak için sağlık durumuna ve operasyonlara ilişkin tam görünürlük sağlayarak çalışma süresini ve verimliliği en üst düzeye çıkarmaya, bakım maliyetlerini azaltmaya ve kullanım ömrünü uzatmaya yardımcı oluyor.
Yeşil enerji anlayışıyla elektrikli araçlar gün geçtikçe yaygınlaşıyor. Bu alanda sektöre sunduğunuz yenilikler ve projeler nelerdir?
Sayıları giderek artan elektrikli araçların çalışabilmesi enerji kaynaklarına ve enerji teknolojilerine bağlı. Schneider Electric olarak biz bu alandaki gelişim için gerekli verimli ve akıllı enerji yönetimi için güçlü hedeflerle operasyonlarımızı sürdürüyoruz.
Elektrikli otomobil şarj istasyonlarının oluşturulması aşamasında, Schneider Electric’in elektrikli araçlar için güvenli, sürekli ve verimli bir enerji altyapısı sağlamak üzere geliştirdiği “eMobility için EcoStruxure” çözümünü kullanıyoruz. Ayrıca elektrikli şarj istasyonları ile ilgili çözümlerimizi 2011 yılından bu yana geliştirerek büyütüyoruz. Böylece bugün EVlink ürün ailemiz 45 ülkede ticari olarak bulunuyor. Türkiye’de sunduğumuz hizmet ve çözümlerimizi ise 2015 yılından beri sürdürüyoruz. Bu yılın ikinci yarısı ve sonrasında ise yeni ürün lansmanlarımızla sektöre ilkleri sunmaya devam edeceğiz.
Dijitalleşme çağımızın olmazsa olmazı. Schneider Electric olarak dijital dönüşüm alanında yaptığınız çalışmalar nelerdir?
Dijital dönüşüm alanında küresel bir lideriz ve geliştirdiğimiz devrimsel uygulamalarımız ve yazılımlarımız, makine öğrenmesi ve yapay zekanın sağladığı avantajların da desteği ile, inovasyon ve sürdürülebilirlik gibi müşterilerimiz için önemli hedeflere ulaşılmasını mümkün kılıyor.
Bu süreçte müşterilerimizin zorlu hedeflerini gerçekleştirmelerinde, yeni iş modelleri geliştirmelerinde ve yatırım stratejilerini şekillendirmelerinde global uzmanlığımız, EcoStruxure çözüm mimarimiz ve AVEVA yazılım ürünlerimizle destek oluyoruz.
IoT özellikli, açık mimarimiz ve platformumuz EcoStruxure altında bina, veri merkezi, endüstri ve altyapı sektörlerine sunduğumuz dijital ve inovatif çözümlerimiz mevcut. Bu sayede müşterilerimizin verimliliği, kârlılığı ve güvenilirliğini garanti altına alıyoruz. Yine aynı mimari sayesinde enerji ve kaynak kullanımı verilerini kullanarak verimlilik ve karbondan arındırmaya odaklı bir strateji geliştirmelerine olanak sunuyoruz. EcoStruxure’ın yanı sıra güçlü agnostik yazılım portföyümüz ve bu alanda uzman şirketimiz AVEVA ile birlikte uçtan uca çözümler sunuyoruz. Dünyanın önde gelen bağımsız yazılım şirketleriyle iş ortaklıklarımız aracılığıyla müşterilerimizin endüstriyel otomasyon çözümlerinden yararlanmasına yardımcı oluyoruz. Tüm bu çalışmalarımızla Türkiye’de ve dünyada ihtiyaç duyulan değişime öncülük ediyoruz.
Doğanın ve çevrenin korunması hassasiyeti ile doğal kaynakların bilinçli kullanılması son yıllarda önem kazandı. Sizler de sürdürülebilirlik ile ilgili faaliyetler gerçekleştiriyor musunuz?
186 yıllık köklü bir kuruluş olarak sürdürülebilirlik ve dijitalleşme de dahil olmak üzere bugün dünyamıza hizmet eden girişimlerin inşasında ve gelişmesinde rol almış bir kurumuz. Tüm faaliyetlerimizde ise odağımızda ekonomik, sosyal ve çevresel bir değer üretmek var. Böylece bir yandan dünyanın dört bir yanında enerjinin daha akıllı, verimli, güvenli ve sürdürülebilir yönetimi için Nesnelerin İnterneti, yapay zeka, makine öğrenimi gibi alanlarda en iyiyi sunarken bir yandan da herkesin enerjiye eşit erişimi için çalışıyor, gezegenimize iyi gelecek çalışmalara imza atıyoruz. Bu sayede de, sürdürülebilirlik alanındaki çalışmalarımızla S&P Global, Dow Jones, CDP gibi prestijli listelerde küresel liderler arasında yer alıyoruz. Bu kapsamda son olarak küresel çapta şirketlerin sürdürülebilirlik çalışmalarını değerlendiren Corporate Knights tarafından oluşturulan Corporate Knights 2023 Global 100 Listesi’nde, kendi sektörümüzde 1., genel sıralamada ise 7. olduk ve bu listede 12 yıldır üst üste yer alma başarısını gösterdik.
Gelecek dönem için de hedeflerimiz net. 2025 yılına kadar operasyonlarımızda karbon nötr, 2030’a kadar net sıfır ve 2040’a kadar uçtan uca karbon nötr olmak üzere iddialı hedefler doğrultusunda çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Türkiye özelinde de bir yandan akıllı üretim teknolojilerimizle ekonomiye sürdürülebilir değerler sunarken bir yandan da eğitim ve farkındalık çalışmalarını desteklemeye odaklanıyoruz. Türkiye’nin İklim Seferberliği kapsamında öğretmenlerin eğitimi için hayata geçirilen “İklim 2030: Eğitimciler Özel İklim Değişikliği Eğitimi” projesi bunun bir örneği. Bu yıl nisan ayında programın 3. dönemini 250 öğretmenimizin katılımıyla başlattık.
Ayrıca Orta Doğu ve Afrika Bölgesi’nde bir ilk olan İstanbul İnovasyon Merkezimiz sayesinde Türkiye’nin ulusal enerji verimliliği stratejilerine, 2030 ve 2053 hedeflerine ulaşmasına katkı sağlamayı amaçlıyoruz. İnovasyon Merkezimiz iş dünyası, akademisyenler ve üniversite öğrencileri için de bir laboratuvar görevi görüyor.