Elektriklileşme Etkisi Otomotiv Satış Pazarında Hissedilecek!
Yedek parça sektöründe 50 yılı aşkın süredir faaliyet gösteren Motor AŞİN, elektrikli otomobillerin satış sonrası pazarı ve yedek parça sektöründe oluşturduğu değişim etkisine ışık tutacak açıklamalarda bulundu.
Elektriklileşme Etkisi Otomotiv Satış Pazarında Hissedilecek!
Otomotiv yedek parça sektöründe dünya çapında bilinen 130’dan fazla üreticinin distribütörlüğünü yapan Motor AŞİN, elektrikli otomobillerin hayatımıza girmesiyle satış sonrası ve yedek parça tarafında da önemli gelişmeler yaşandığına dikkat çekti. Birçok yedek parça üreticisinin içten yanmalı motorların emisyon oranlarını düşürmek adına her yıl ciddi AR-GE çalışmaları yürüttüğü vurgulandı, öte yandan konvansiyonel motorlar dışında elektrikli araçların gelişim serüveninde de daha az mekanik, daha çok elektronik ekipmanlara ve komponentlere yer verildiği belirtildi.
Elektriklileşmede kilit nokta ticari araçlar
Benzer Konular
Otomobillerin daha güvenli ve konforlu olması adına 1990’ların başından itibaren birçok üreticinin elektronik kontrol ünitelerine yer vermeye başladığını söyleyen Motor AŞİN Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Genel Müdürü Saim Aşçı, artık günümüzde bir otomobilde ortalama 900 metre kablo, 100 adet elektronik kontrol ünitesi, 1000 ile 1500 adet arasında çip bulunduğuna dikkat çekiyor. 2030 yılına kadar içten yanmalı motorların hibrit teknolojileri sayesinde önemini koruyacağını dile getiren Aşçı “Elektrikli araçların kendi eko sistemini tamamlaması, sektörün nereye gideceği konusunda bizlere önemli bilgiler sunacaktır. Elektrikli araçlarda ivme, satın alma maliyetleri benzinli ve dizel araç seviyesine düştüğünde ve doğal olarak oluşacak 2 el piyasası ekonomik bir büyüklüğe ulaştığında yakalanacak. Asıl etkiyi ise hafif ve ağır ticari araçlardaki elektriklileşme sürecinde göreceğimize inanıyoruz. Bu da satış sonrası pazarında direkt olarak bir dönüşüm etkisi yaratacak. Avrupa’daki beklenti, 2030 yılına kadar üretim bantlarından çıkan otomobillerin yüzde 22’sinin tamamen elektrikli olması. Elektrikli araç üretimindeki potansiyel ivmeden kaynaklı olarak yedek parça üreticileri, akaryakıt şirketleri ve madeni yağ üreticileri şimdiden bu pazardan pay almak adına elektrikli araçlara uygun çözümler geliştirmeye başladı. Bütün bu baş döndürücü gelişmelerle beraber özellikle hafif ve ağır ticari araçlardaki elektriklileşmede yaşanacak nispeten zor uygulamalar hesaba katılırsa, tüm dünya coğrafyasındaki bu trendin satış sonrasındaki konvansiyonel araç parçaları tarafında, ülkemiz ve yakın
komşularımızdaki etkisini 2035-2040 yıllarından önce görmemizin zor olduğunu düşünüyoruz.” dedi.
Petrol krizinin tekrarı araç bataryalarında yaşanabilir
Emisyon seviyelerini kontrol altında tutan ECU sistemleri, start-stop, gelişmiş şerit takip ve ESP sistemleri, otonom sürüş gibi teknolojilerin ağırlık kazanmasıyla “çiplerin otomobillerde olmazsa olmaz konuma ulaştığını” ve kaçınılmaz bir krizle karşılaşıldığını ifade eden Aşçı, 70’li yıllardaki petrol krizine atıfta bulundu ve “Yeni çözümler geliştirilene kadar şimdilik elektrikli otomobillerin güç kaynağını
lityum-iyon bataryalar oluşturuyor. Lityum kaynaklarında yaşanacak bir kıtlık ve belirli tekelleşmeler, 70’li yıllarda yaşadığımız petrol krizinin benzerini yaşamamıza neden olabilir. Bu durumda tıpkı o günlerdeki gibi otomobiller tekrar küçülebilir, elektronik donanımlar ve motor güçleri kısılabilir, hibritetekrar dönüş yaşanabilir.” şeklinde konuştu.