Hayata güç katan Volvo EX90 çift yönlü şarj özelliğine sahip ilk Volvo
Enerji kullanımını sürdürülebilir hale getirmek ve kullanılan elektrikle yenilenebilir kaynakların payını arttırmak hedefiyle çift yönlü şarj yeteneğine sahip Volvo EX90, bu özelliğe sahip ilk Volvo otomobili olacak. Çift yönlü şarj özelliğiyle, ev ya da elektrikli aletler için enerji sağlayabilen model, 9 Kasım'da tanıtılacak.
Hayata güç katan Volvo EX90 çift yönlü şarj özelliğine sahip ilk Volvo
Lansmanın ardından önce belirli pazarlarda kullanıma sunulacak çift yönlü şarj, enerji kullanımını daha uygun, daha verimli ve sürdürülebilir hale getirecek. Volvo Cars akıllı telefon uygulamasına gelen akıllı şarj özellikleriyle eşleştirilen Volvo EX90, otomobili kolaylıkla şarj etmeyi ve ayrıca depolanan enerjiden tasarruf etmeyi sağlıyor. Volvo EX90’da yer alan çift yönlü şarj özelliği ev ve diğer elektrikli cihazlara da güç vermeyi mümkün kılıyor.
Volvo Cars Elektrifikasyon Ekosistemi Başkanı Olivier Loedel, “Volvo EX90 ile hayatınızı güçlendirebilirsiniz. Elektrikli bisikletinizin şarjını doldurmaktan, hafta sonu kamp gezinizde elektrikli ocakları şarj etmeye kadar otomobilinizin pilini birçok farklı şekilde kullanabilirsiniz. Elektrik kullanmanın maliyetli olduğu saatlerde evinizin elektrik kaynağı olarak bile kullanılabilir” diyor.
Elektrikli cihazları şarj edebilmenin yanı sıra otomobille başkalarına yardım edebilme ve ve şarjın bir kısmını diğer uyumlu Volvo’larla paylaşma yeteneğine de sahip olunabiliyor. Aynı şekilde kullanılan otomobilin şarjı bitmek üzereyken aynı yardım diğer Volvo otomobillerden alınabiliyor.
Mümkün olduğunda, tüm şarj işlemi otomatik olarak gerçekleşecek ve tamamen Volvo Cars uygulamasındaki akıllı şarj işleviyle yönetilecek. Temel algoritma ayrıca pili sınırlı bir şekilde şarj etmeyi ve boşaltmayı sağlayarak pilin bozulma riskini de azaltacak.
Şebekenin ötesinde
Çift yönlü şarj, farklı enerji piyasalarının kendine özgü kurallarına bağlı olarak, müşterilerin şebekeyi farklı şekillerde desteklemesine de izin verebilir. Bu, yenilenebilir enerji fazlasının olduğu zamanlarda daha fazla enerji almayı veya daha fazla talebin olduğu yoğun kullanım saatlerinde enerjiyi geri satmak anlamına geliyor. Gelecekte bu işlevselliğe sahip otomobil sayısı arttıkça bu işlemlerin daha dengeli olması ön görülüyor. Bunun, üretimin talepten daha iyi performans gösterdiği zamanlarda yenilenebilir kaynaklardan elde edilen potansiyel enerji israfını azaltarak şebekenin genel sürdürülebilirliğini de artırması bekleniyor.
Olivier Loedel, “Kullanıcılarımızın bu teknolojiyi kullanarak şebekeyi destekleyebileceklerine ve günlük yaşamda elektriğin daha verimli ve sürdürülebilir kullanıldığı bir geleceğe inanıyoruz” diyor.